Psikolojik Bozukluğun Kökleri
Ojai - 16 April 1982
Discussion with Scientists 1
0:05 | Zihnin Doğası |
0:19 | Birinci Bölüm |
0:23 | Psikolojik Düzensizliğin |
Kökleri | |
0:37 | Bu J Krishnamurti, David Bohm, Rupert |
Sheldrake, ve John Hidley | |
0:41 | arasındaki diyalogların |
bir parçasıdır. | |
0:44 | Tartışmanın konusu |
zihin, psikolojik bozulma hakkındaki | |
0:48 | temel soruların ortaya |
çıkması, | |
0:51 | ve temel psikolojik |
değişim için ne gerektiğidir? | |
0:57 | J Krishnamurti dindar bir, filozof, |
yazar ve eğtimci | |
1:01 | olup bu konular hakkında |
yıllardır yazıp dersler vermiştir. | |
1:05 | Hindistan, İngiltere ve |
Amerikada | |
1:07 | ilk ve orta okullar açmıştır. |
1:10 | David Bohm İngiltere'de Londra |
Üniversitesi Birkbeck | |
1:14 | kolejinde teorik fizikçidir. |
1:17 | Teorik fizik ve |
bilincin doğası konusunda | |
1:19 | birçok kitap yazmıştır. |
1:22 | Profösör Bohm ve bay |
Krishnamurti daha | |
1:24 | önce birçok konuda |
söyleşiler yapmıştı. | |
1:27 | Rupert Sheldrake bir biyologdur |
geçenlerde yayınladığı | |
1:31 | kitabında öğrenmenin |
bazı türlerde | |
1:35 | o türün bütününü |
etkilediğini tartışıyor. | |
1:37 | Dr. Sheldrake Hindistan'da |
Hydarabad'da Uluslararası Crops | |
1:41 | Araştırma ensütüsünde |
yönetici psikologdur. | |
1:46 | John Hidley özel hasta bakan |
psikiyatrdır, | |
1:48 | Ojai Kaliforniya'da Krishnamurti |
okullarıyla 6 yıdır | |
1:51 | beraber çalışmaktadır. |
1:55 | Kültürde bireyin yada |
diğerlerinin | |
1:58 | psikolojik problemlerine |
uygun yaklaşımda | |
2:01 | çatışan bakış açıları |
vardır. | |
2:04 | Ve bu açılardan gelen |
prensipleri ortaya koymada | |
2:07 | daha çok |
çatışma vardır. | |
2:10 | Dar yada özel bir |
bakış açısı davet etmeden, | |
2:14 | zihin, |
bilincin doğası, | |
2:17 | insanın acı çekmesiyle |
ilişkisisi | |
2:19 | ve değişim potansiyeli |
anlaşılabilir mi? | |
2:23 | Bu konuşmalarda |
keşfedilecek konular bunlardır. | |
2:28 | K: Düzensizlik kişiliğin |
doğasımıdır? | |
2:40 | H: Neden bunu dediniz? |
2:42 | H: Benliğin doğası olduğunu |
neden soruyorsunuz? | |
2:44 | K: Benlik, ben, |
ego, değilmidir | |
2:48 | hangi sözü kullanırsak, |
bölücü değilmidir? | |
2:55 | Hariç tutan, |
izole eden süreç değilmidir, | |
3:00 | ben-merkezli aktivite, ki dünyada |
ençok düzensizliğe neden olan, | |
3:05 | kökeni değilmidir, |
bütün düzensizliklerin başlangıcı değilmidir? | |
3:10 | H: Bencil aktivitenin |
başlamasının kökeni. | |
3:13 | K: Evet, ben-merkezli aktivite, |
yaşamın bütün seviyelerinde. | |
3:17 | H: Evet, kesinlikle yol budur, |
hastanın geldiği, | |
3:21 | depresyonu hakkında |
endişelididr. | |
3:22 | K: Evet. |
H: Yada korkusu hakkında. | |
3:24 | K: Sağladığı tatmini, |
neşesi, acı çekmesi, | |
3:27 | ızdırabı, ve benzeri, |
hepsi ben-merkezlidir. | |
3:31 | H: Evet. |
K: Öyleyse, izninizle, soruyorum, | |
3:34 | bütün düzensizliklerin |
başlangıcı benlik değilmidir? | |
3:41 | Benlik, yaşama doğru |
bencil tutum demek istediğim, | |
3:47 | bireysellik duygusu, |
bireysellik vurgusu, | |
3:53 | kurtuluşu, |
tatmini, | |
3:55 | mutluluğu, |
kuruntusu, ve benzerleri. | |
4:01 | H: Peki, meselenin |
kaynağı o mu bilmiyorum. | |
4:05 | Deneyimleyip gösterdiği |
yol kesinlikle bu. | |
4:09 | Kendisi olarak bunu gösterir. |
4:11 | K: Evet am demek istediğim, |
dünyaya bakacak olursak, | |
4:15 | aynı ifade, |
aynı yaşama şeklidir. | |
4:21 | Hepsi kişsel |
hayatlarını yaşıyor, | |
4:25 | başkasıyla alakasız, |
4:29 | evli olsalar bile, |
herşeyi yapabiliyorlar, | |
4:32 | ancak gerçekte |
izole bir merkezde işgörüyorlar. | |
4:39 | H: Ve o merkez, |
o benlik, | |
4:43 | ilişkilerdeki zorluğun |
kaynağı mıdır? | |
4:46 | K: İlişkide. |
4:47 | H: Ve zorluk |
belirtileri yaratıyor. | |
4:52 | K: Ve merak ediyorum, psikologlar |
o problemin hakkından geldilermi, | |
4:59 | benliğin orijin olduğu, |
bütün çelişkilerin başladığı, | |
5:05 | bölücü aktivitelerin, |
ben-merkezci aktivitelerin, ve benzerlerinin. | |
5:11 | H: Hayır. Sanırım psikolog ve |
psiyatrların probleme | |
5:15 | bakışı elverişli bir benlik |
sahibi olmaktır. | |
5:21 | K: Elverişli benlik. |
H: Evet. | |
5:23 | K: Ki o ne demektir? |
5:26 | H: Normalliğin tanımlanması... |
5:28 | K: İşleyen benlik... |
H: Yeterince. | |
5:31 | K: ... yeterince. |
H: Evet. | |
5:33 | K: Ki ileride daha |
çok ızdırap demektir. | |
5:41 | B: Peki ama, psikiyatrların |
son | |
5:43 | dedğinize katılmaları |
gerektiğni sanmıyorum, | |
5:46 | diyebilerki uygun |
yada uygunca organize benliğin | |
5:50 | diğer uygun organize |
benliklerle, bir araya gelerek | |
5:52 | düzenli bir toplum yapabilirler. |
K: Evet. | |
5:54 | B: Benim anladığım, |
siz dediğiniz, | |
5:56 | oldukça farklı. |
K: Evet. | |
5:58 | B: Ki oda hiçbir |
benliğin bunu yapamayacağıdır. | |
6:02 | Benliğin hiçbir yapısı |
düzen yapamaz. | |
6:04 | K: Evet doğru. Benliğin |
kendi doğası | |
6:10 | içgüdüsel olarak |
düzensizliği getirir. | |
6:15 | B: Ama bunun açık olduğundan |
emin değilim. | |
6:20 | Nasıl açıklanır, |
aşikar olur? | |
6:27 | S: Üzgünüm, bana konu |
bana | |
6:30 | psikolojiden daha geniş göründü, |
6:32 | çünkü dünyada her |
türlü şey var, | |
6:36 | belğiyle insan |
oğlu olmayan, | |
6:38 | hayvanlar var, bitkiler, |
doğanın bütün kuvvetleri, | |
6:42 | ve yıldızlar, |
ve benzerleri. | |
6:44 | Şimdi, biz doğada da |
düzensizliği görürüz. | |
6:47 | Biliçli olarak |
deneyimlenmeyebilir- | |
6:49 | ve ona acı çekme deyelim, |
yada bir aslan acı çekiyor, | |
6:52 | yada bir fare, yada hatta |
bir yer solucanı acı çeker, | |
6:54 | bir psikiyatrın ofisine |
gelip deyemez ki, | |
6:57 | ama gerçek |
bir düzensizlik | |
7:00 | ve doğa içinde |
bir çatışma olduğu görülür. | |
7:02 | Doğanın kuvvetleri arasında |
çatışmalar vardır, cansızlar arasında, | |
7:06 | depremler ve benzeri; hayvanlar |
dünyasında da çatışma vardır, | |
7:10 | hatta bitkiler |
dünyasında bile vardır. | |
7:12 | Bitkiler yarışır, |
ışık için, | |
7:14 | ve büyükleri ormanda |
yukarı çıkar, | |
7:17 | ve küçükleri gölgede kalır |
ve ölür. | |
7:19 | Yırtıcı ile avı |
arasında çatışma vardır | |
7:22 | -bütün hayvanlar diğer |
bitki veya hayvanlar üzerinde yaşar. | |
7:26 | Her türlü çatışma vardır, |
hastalık vardır, | |
7:30 | acı çekme, |
parazitler, | |
7:32 | - bütün bunlar doğal |
dünyada olur. | |
7:34 | Yani, psikolojik acı çekme ve |
düzensizlikten söz edince | |
7:39 | birşeyler sadece |
sasdece zihinle ilgili birşeyler, | |
7:41 | yada bütün doğayla |
ilgili birşeyler mi, | |
7:43 | gerçek şu ki |
dünya ayrı olan şeylerle doludur, | |
7:46 | ve eğer ayrı şeylerle dolu |
olan bir dünya varsa, | |
7:50 | ve bu ayrı şeyler |
birbirleriyle etkileşiyorsa, | |
7:53 | o dünyada daima |
çatışma olacaktır. | |
7:57 | B: Merak ediyorum, |
açık mı | |
8:00 | doğada bir |
düzensizliğin olduğu. | |
8:02 | O düzensizliğin sadece insan bilincinde mi |
olduğunu söylemeliyiz? | |
8:06 | K: Evet. |
8:07 | B: Yani tanımladığınız |
bu fenomen, | |
8:09 | gerçekte düzensizlik midir? |
İçine dalmamız gereken soru bu. | |
8:12 | Yoksa biliçlteki |
düzensizlik ile | |
8:16 | doğada ne oluyorsa |
arasındaki fark nedir? | |
8:18 | K: Geçen gece |
televizyonda gördüm | |
8:21 | bir çita bir |
geyiği öldürmek için kovalıyordu. | |
8:25 | Bunu düzensizlik |
olarak değerlendirir misiniz? | |
8:28 | S: Pekala, bunun acı |
çekmeyi içerdiğini söyleyebilirim. | |
8:30 | K: Açı çekme, evet. |
8:33 | Yani, dedğimiz |
doğada doğaldır | |
8:41 | ve insanoğlu acı çeker, |
ızıdıraplardan geçer, | |
8:45 | düzensizlik içinde yaşamak içinmi? |
S: Evet. | |
8:49 | K: Öyleyse, buna ne diyorsunuz |
bayım? | |
8:51 | H: Peki, sanırım terapistin bakış |
açısı bu. | |
8:56 | Bir dereceye kadar |
yükseldiği hissedilir | |
9:00 | gelişme |
yönünde, | |
9:02 | ve bazı insanlarda |
diğerlerinden daha çok vardır | |
9:05 | -acı çekme- bazı insanlar |
yetişmelerinde daha mesutturlar, | |
9:08 | mesela |
soyaçekimlerinde. | |
9:10 | Ama sorgulanmamıştır |
ki belki mutlak | |
9:15 | duyguda gerekli değildir. |
9:18 | T: Peki, işte sorguladığımız |
şey bu. | |
9:20 | K: Benimde sormak |
istediğim bu. | |
9:22 | H: Evet. |
9:24 | K: Dr. Sheldrake kabul edildiğini |
söylüyor. Onun gibi birşey. | |
9:28 | İnsan durumu |
acı çekme, çabalamadır, | |
9:32 | endişeli olma, acılı |
düzensiz. | |
9:36 | H: Peki, kesinlikle... |
K: İnsan durumudur. | |
9:38 | H: Fiziksel acı çekme |
kesinlikle gereklidir. | |
9:41 | İnsanlar hasta olur, ölürler, |
ve biz merak ederiz | |
9:46 | psiklojikmi olsun olmasın |
acı çekme ona benzerdir, | |
9:49 | yoksa içgüdüsel |
birşeyler mi vardır. | |
9:52 | K: Hayır bayım. Ben cidden soruyorum, |
insan oğlu, | |
9:59 | kaçınılmaz olarak bu durumda |
yaşamalı mı, | |
10:04 | sonsuz acıda, |
10:10 | hayatın bu bitmez tükenmez |
ızdırabında yaşşamalı mı. | |
10:15 | Gereklimi bu, |
yapmaları gereken bu mu? | |
10:19 | H: Kesinlikle |
hakkettikleri değil. | |
10:21 | K: Hayır, hayır. |
10:24 | Eğer kabul edersek, çoğu insanın |
yaptığı gibi kaçınılmaz olur, | |
10:29 | o zaman cevap olmaz. |
H: Evet. | |
10:35 | K: Ama kaçınılmaz mı? |
10:39 | H: Pekala, fiziksel |
acı çekme kaçınılmazdır. | |
10:42 | K: Evet. |
H:Hastalık, ölüm. | |
10:43 | K: Evet, bayım, fizksel acı çekme, |
yaşlılık, kazalar, hastalıklar. | |
10:49 | H: Belki psikolojik problemlerimiz |
yüzünden | |
10:51 | fiziksel acı çekmeyi |
arttırıyoruz. | |
10:53 | K: Evet öyle. Öyle. |
Bayım, bebkler veren bir anne, | |
10:59 | onları dünyaya getirirken |
korkunç anlardan geçer. | |
11:05 | İlginçtir, o |
acıyı unutur. | |
11:09 | Bir sonraki bebeği, başka |
bir bebeği doğurmak zorundadır. | |
11:14 | Hindistan'da bildiğiniz gibi |
annelerin yedi sekiz çocuğu vardır. | |
11:20 | Eğer ilk ızdırabı |
hatırlasalardı, | |
11:24 | asla çocuk |
doğurmazlardı. | |
11:27 | Birçok anneyle |
bunun hakkında konuştum. | |
11:30 | Acıyı tamamen unutmuş görünüyorlardı. |
Acıdan sonrası boş. | |
11:38 | Yani, tinsel bir |
aktivite varsa | |
11:46 | acının kaybolmasına |
yardım mı eder? | |
11:57 | Yakınlarda, kişel olarak, bir ameliyat |
geçirdim, küçük bir şey, | |
12:03 | çok acı vardı; |
oldukça fazla. | |
12:07 | Ve epeyce |
kayboldu. | |
12:09 | Akılmdan tamamen |
çıktı gitti. | |
12:15 | Öyleyse, acının |
hatırlanması | |
12:21 | psikolojik beslenme midir |
12:24 | -izliyormusunuz?- |
12:26 | ki bize acının sürekliliğini |
duygusunu veren? | |
12:31 | H: Yani diyorsunnuz ki |
belki dünyada fiziksel acının | |
12:35 | kaynağı psikolojik |
acı çekme değildir, | |
12:37 | ama psikolojik acı çekmenin |
kendi eylemi vardır. | |
12:43 | K: Evet. Doğru. |
12:47 | Dişiniz ağrımıştır, |
eminim. | |
12:49 | S: Evet. Unuttum onu. |
K: Unuttunuz. | |
12:55 | Neden? |
12:58 | Eğer acının kaçınılmaz |
olduğunu kabul edersek, | |
13:03 | acı çekme kaçınılmazdır, |
13:06 | onunla devam etmelisiniz. |
Ona tahammül etmelisiniz. | |
13:12 | S: Hayır, kaçınılmaz olduğunu |
kabul etmeliyiz, | |
13:14 | bazen olduğu |
gibi. | |
13:17 | Ama fiziksel acıyı |
unutabiliriz; | |
13:20 | kaybetmek, insanların ölmesi gibi |
doğal nedenlerin | |
13:23 | sebep olduğu pisikolojik acıları |
unutmak olası mıdır? | |
13:26 | K: Evet, oraya |
geleceğiz. | |
13:29 | Size gelirim. |
13:31 | Eğer evliysem |
karımla bir prpblemim vardır. | |
13:34 | Evli değilim |
ama varsayalım. | |
13:37 | Gelirim çünkü |
onunla geçinemem. | |
13:40 | H: Evet. |
13:43 | K:Ve oda benle |
geçinemez. | |
13:46 | Ve ilişkide |
bir sorunumuz olur. | |
13:49 | Size gelirim. |
Bana nasıl yardım edersiniz? | |
13:55 | Bu herkesin |
başına gelen bir sorun. | |
13:57 | H: Evet. |
14:03 | K: Yada boşanma. |
14:05 | H: Evet. |
K: Yada ayarlama. | |
14:11 | Ve eğer her iki tarafta |
kendi yollarına | |
14:15 | gitmek isterlerse |
kendi amaçlarının peşindelerse, | |
14:20 | kendi hırslarının, yada benzeri |
mümkün müdür? | |
14:25 | H: Diyorsunuz ki |
iki tarafta göülden | |
14:28 | kendi çıkarlarına bağlılarsa |
problem ortaya çıkar. | |
14:32 | K: Hayır, çıkar değil, |
şey gibi... | |
14:38 | Bayım, hepimiz |
korkunç bireyciyiz. | |
14:41 | H: Evet. |
14:43 | K: Ben benim tarzımı |
karım da kendi tarzını ister. | |
14:48 | Derinlemesine. |
14:49 | H: Ve ihtiyaçlarımızın |
bir nedenden ihtilafta görürüz. | |
14:52 | K:Evet, hepsi bu. |
Hemen başladınnız. | |
14:55 | İlişkinin ilk günleri yada |
aylarından sonra, | |
15:01 | zevk ve herşey, o kadar |
çabuk gider ve sıkışıp kalırız. | |
15:05 | H: Tamam, anne ile de |
aynı problem | |
15:07 | çocuğu büyütmek |
ve onu oyuncağı yapmak. | |
15:11 | Annenin ihtiyaçları |
çocuğunkilerle çatışma halindedir. | |
15:16 | K: Lütfen, belki |
siz devam edersiniz, bayım. | |
15:22 | Anne, onun annesi |
de öyleydi. | |
15:26 | H: Evet. |
15:28 | K: Ve bütün dünya öyledir, bayım. |
Anne değildir. | |
15:32 | H: Evet. |
15:37 | K: Yani, size problemimle geldiğimde, |
problem annedir dersiniz. | |
15:42 | H: Hayır, onu demem. |
K: Bende itiraz ederim. | |
15:44 | H: Sebeb anne demem. |
K: Ah hayır, ısrar ediyorum. | |
15:50 | H: diyorsunuzki çok daha |
geniş bir problem. | |
15:53 | K: Anneden çok daha |
derin bir problem; | |
15:57 | çocuğu doğru kaba koymadın |
yada birşeyler. | |
16:05 | H: doğru. |
16:10 | Sonra ihtiyaçlar |
çelişki içinde görünür. | |
16:14 | K: Hayır, ihtiyaçlar |
çelişki içinde demem. | |
16:18 | Temel olarak bölücüdürler; |
ben-merkezci aktiviteler. | |
16:24 | O kaçınılmaz olarak |
çelişkiyi getirir, | |
16:28 | bilirsiniz, hepsi ilişkinin ve |
çatışmanın meselesidir. | |
16:32 | H: Evet. |
16:40 | K: Çünkü herkes kendi zevkini |
ister. | |
16:45 | H: Ben merkezci aktivitenin |
16:48 | çocuk yetiştiren yada |
16:50 | yada ilişkide olan evli insanda |
parçası vardır. | |
16:56 | Çocuk onun |
kurbanıdır. | |
16:59 | K: Çocuk... |
H: Çocuk onun kurbanıdır. | |
17:01 | K: Şüphesiz. |
17:03 | H: Ve yetişkinler |
onu daimi hale getirirler. | |
17:06 | K: Ane ve baba, annenin anneside |
öyleydirler. | |
17:11 | H: Evet. Şimdi, neden |
böyle olmak zorunda? | |
17:15 | Doğada da böyle midiyoruz? |
Yoksa diyoruz ki... | |
17:18 | K: Oh hayır. |
17:21 | S: Peki diyorumki doğada da |
belli çatışmalar var. | |
17:28 | Mesela, goril yada babun |
sürüleri arasında | |
17:34 | -babunları yada hatta |
şempanzeleri alalım- | |
17:39 | erkekler arsında |
çatışma vardır. | |
17:42 | sık sık kuvvetli erkek... |
K: Evet, oldukça. | |
17:45 | S: ...etkileyici dişileri |
tekeline almayı arzu eder.; | |
17:49 | Şimdi, bazı genç erkekler de |
oyuna girmeyi isterler. | |
17:54 | Bu dişilerle gitmek isterler |
ve daha genç erkek | |
17:57 | savaşır ve onları yener. |
Böylece bunun dışında kalırlar. | |
18:01 | Bu bir erkeğin |
bencil aktivitesi | |
18:03 | çoğu dişiyi |
kendine saklar. | |
18:06 | Aynı şey kırmız geyiklerde de olur, |
erkek geyik dişileri tekeline alır. | |
18:11 | Şimdi, bunlar hayvanlar krallığında |
çatışma örnekleri | |
18:14 | ki oldukça gereksizdirler. |
18:16 | Bu dişiler için yeterli gıda |
olacaktır birbirlerine boyun eğmeden de. | |
18:19 | Şimdi, bunlar |
istisnalar değildir, | |
18:20 | bu tür şeyleri hayvanlar |
krallığında bulabiliriz. | |
18:24 | Yani, bu tür bencil çatışmaların |
orijininin | |
18:28 | insan topluluklarının |
yapılanmasıyla ilgili | |
18:31 | olduğunu sanmıyorum. |
18:33 | Sanırım biyolojik doğada |
bu tür şeyleri görebiliriz. | |
18:36 | K: Hayvanların bir sonucu olarak |
18:42 | insan oğlunun hayvandan |
evriliğini, | |
18:45 | bu boyun eğmelerin |
soyaçekim mi olduğunu söylüyorsunuz? | |
18:48 | S: Evet, sanırım birçok |
hayvansal eğilimlerimiz | |
18:51 | hayvan atalarımızdan soyaçekimdir. |
K: Oh evet açıkça. | |
18:54 | S: Ve sanırım bu psikolojik problemlerdeki |
birçok ortaya çıkma böyle. | |
18:58 | K: Evet, ama bu şekilde |
devam etmelimiyiz? | |
19:05 | S: Ah. |
19:06 | K: düşünceliyiz, keşiflerimizde |
dahiyiz, | |
19:13 | bazı yönlerde |
çok yetenekliyiz, | |
19:17 | neden demiyoruz da, |
19:20 | " Buna sahip olmayacağız, |
19:23 | yaşam şeklimize, |
hadi değiştirelim." | |
19:27 | S: Diyebiliriz, birçok |
insan dedi onu. | |
19:30 | K: Biliyorum çok insan |
söyledi. | |
19:32 | S: Çok etki etmeden. |
19:35 | K: Neden? |
19:37 | S: Pekala bu gereçekten |
bir soru. | |
19:39 | Geçmişin kalıntılarında tamamen |
yakalanmış mıyız? | |
19:43 | K: Yada çok ağır şartlanmışız ve |
özgürleşmek imkansız olmuş. | |
19:50 | S: Peki, şartlanmanın iki olası |
tipi vardır: | |
19:52 | birincisi gerçek biyolojik |
şartlanma | |
19:55 | hayvansal |
mirasımızdan gelir, | |
19:56 | ki bütün bu eğilimlerin |
miras kaldığı anlamına gelir. | |
19:59 | K: Bunu kabul edelim. |
20:00 | S: Şimdi, yani şüphesiz |
gerçekten sağlamdır. | |
20:03 | Tam hayvansal |
geçmişimize gider. | |
20:05 | K: Doğru. |
20:06 | S: Diğer tip şartlanma |
bir tür tarışmadır | |
20:10 | ki burada ileri sürüyorum, |
belki argüman: | |
20:12 | daima böyle olmuştur; |
insan doğası böyledir, | |
20:15 | daima savaş ve |
çatışmalar olmuştur, | |
20:17 | ve tüm benzeri şeyler, ve |
buyüzden daima olacaktır, | |
20:21 | yapabileceğimiz en fazla |
şey bunları küçültmektir, | |
20:24 | ve daima psikolojik |
çatışmalar olacaktır | |
20:26 | aileler içinde ve |
insanlar arasında, | |
20:28 | ve yapılabileck en fazla şey |
bunları küçültmektir | |
20:30 | yada en azından |
onlarla yaşanılabilir kılmaktır. | |
20:32 | K: Yani, şartlanmayı kabul |
et, onu değiştir | |
20:34 | ama onu temelden |
değiştiremezsin. | |
20:37 | S: Evet. Diyorum ki bu |
olası bir şartlanma tipidir, | |
20:40 | kökten değişitremeyeceğiz |
inanç | |
20:42 | diğer tip şartlanmadır. |
Ben de onun bir kurbanıyım. | |
20:50 | Yani, bilmiyorum bunun |
dışına çıkmak mümkün mü? | |
20:52 | K: İşte tartışmak |
istediğim bu. | |
20:56 | İnsan şartlanmasının |
değişmesinin onaklı olup olmadığı. | |
21:00 | Ve onu kabul etmeden, |
21:05 | deyelim, birçok filozofun, |
varoluşçuların | |
21:09 | ve diğerlerinin dediği, sizin |
insan doğanız şartlanmıştır. | |
21:13 | Onu değiştiremezsiniz. |
Farklılaştırabilirsiniz, | |
21:17 | daha az bencil olabilirsiniz, |
21:19 | daha az acılı psikolojik problemleriz |
olur, acıya dayanabilirsiniz, | |
21:24 | bu doğaldır, hayvanlardan |
miras almışızdır. | |
21:30 | Hayatımızın geri kalnında |
böyle gideceğiz | |
21:33 | ve gelecek |
yaşayanlar da öyle. | |
21:37 | Reekarnasyon değil, |
diğer insanların yaşamları. | |
21:41 | Bizim şartlanmamız olacak, |
insan şartlanması. Onu kabul ediyormuyuz? | |
21:48 | Yoksa bu |
şartlanmayı değişitirmenin | |
21:54 | mümkün olup olmadığını |
sorgulamalı mıyız? | |
21:59 | S: Evet. Sanırım |
sorgulamalıyız. | |
22:02 | K: eğer değişemez derseniz |
trtışma bitmiştir. | |
22:06 | S:Tamam ozaman diyorum ki... |
22:10 | S: İsterimki değişsin. |
Gerçekten değişmesini cok isterim. | |
22:15 | Sanırım bu münkünatını |
sorgulama | |
22:19 | sorusu son derece |
önemlidir. | |
22:23 | Ama benim |
savlarımdan biri, | |
22:25 | geriye şartlanma |
noktasına gidip, | |
22:27 | bu şartlanmanın birçoğu |
biyolojik doğamızda değilmidir, | |
22:31 | ve insanlar |
onu değiştirmek isterler | |
22:32 | sadece toplumun |
yapısını değiştirerek... | |
22:35 | K: Oh, ben ondan |
bahsetmiyorum, şüphesiz. | |
22:37 | S: ... çok yüzeyde kalan |
bir çalışma. | |
22:39 | K: Komünistlerin |
değiştirmek istedikleri gibi. | |
22:41 | S: Ama yapabileceğiniz fikir |
çevreyi değiştirerek | |
22:44 | değiştirmek, komünistlerin |
düşündüğü ve halen sandıkları, | |
22:47 | ve sınanmış deney |
değilmidir, | |
22:49 | ve sonuçlarını da birçok |
komünist ülkede görebiliriz. | |
22:53 | Ve şüphesiz, inananlar, |
diyeceklerdir ki, pekala, | |
22:55 | doğru düzgün |
denemediler. | |
22:57 | yada devrime ihanet ettiler, |
ve benzerleri. | |
22:59 | Ama yinede, o inançların |
temelleri | |
23:02 | bütün günahların kaynakları |
ve toplumdaki problemler, | |
23:04 | ve toplum insanın |
değiştiririlmesiyle eksikleri giderilebilir. | |
23:07 | K: Ama toplum bizlerden oluşur. |
S: Evet. | |
23:11 | K: Ve bizimle |
değişecek. | |
23:14 | Yani biz kendimizi |
değiştirmedik. | |
23:17 | topluma bizi değiştirmesi |
için güvendik. | |
23:21 | Ve toplum denen bizim yaptığımız şey; |
ve o tuzakta kısıldık. | |
23:26 | S: Evet. |
23:31 | Tamamen; eğer miras |
ile başlarsak, | |
23:34 | ki içimize işlenmiştir, |
soydan gelmiştir, | |
23:36 | biyolojik geçmişimizden |
gelendir, | |
23:39 | eğer onunla başlarsak, |
ve bu toplumlarla başlarsak | |
23:42 | ki onunda kötü etkileri vardır, |
bazıları, değişik derecelerdedir, | |
23:46 | ve sadece toplumu |
değiştirmeyi denersek, | |
23:48 | öbür parça, miras kalan, |
halen oradadır. | |
23:51 | K: Oh evet, ama onlar |
dönüştürülemez mi de? | |
23:57 | S: Ben gerçekten... |
23:59 | K: Bana miras kalmış olabilirmi- |
Mesela - şiddet | |
24:04 | maymunlardan ve bunun gibi. |
Onu değiştiremem mi? | |
24:12 | Miras kalan biyolojik... |
B: Sürükler. | |
24:16 | K: ... şartlanma. |
Kesinlikle dönüştürülebilir. | |
24:21 | S: Peki, bütün toplumlar |
kesinlikle dönüşmenin peşindedirler | |
24:24 | bu sahip olduğumuz biyolojik |
dürtüler, ve bütün süreç | |
24:27 | çocukları yetiştirmek |
bütün toplumlarda | |
24:32 | bu dürtüleri toplumun kontroluna |
sokmayı araştırır. | |
24:35 | Yoksa tamamen |
anarşi olur. | |
24:37 | Ancak, bu dürtüler |
daima bazı sosyal | |
24:39 | formlar ve bireysel |
saldırganlıklar getirdiğinden | |
24:42 | birçok toplumda |
açıkça heves kırıcıdırlar. | |
24:47 | Ama gerçekten dönüşür mü? |
Yalnızca tekrar toplumun saldırganlığı olarak | |
24:51 | bir bütün olarak- savaş- ve benzeri olarak |
tekrar gelmez mi? | |
24:57 | Yani, bu şeylerin toplum tarafından |
dönüştüğünü görürüz, | |
25:00 | bu miras aldığımız |
temel dürtülerin. | |
25:03 | K: Neden biz, |
pardon, neydiniz siz! | |
25:05 | B: Diyecektik ki gerçekten |
dönüşmedik, | |
25:08 | ama dönüşümle kökten |
bir değişimi | |
25:13 | ve yüzeysel bir değişimi yada |
transferi değil diğer bireylerden | |
25:15 | diğer gruplara olan saldırganlığın |
nesnesini kast ediyorsunuz. | |
25:22 | Yani, eğer dönüşümden bahsediyorsak, |
gerçekte demelisiniz ki | |
25:25 | onların yararınadır, |
az yada çok gidecektir, doğrumu? | |
25:27 | İşte benim anladığım bu. |
25:29 | S: Peki, bir formdan |
diğerine değiştiler. | |
25:31 | B: Ama demek istedimki... |
S: Benim dediğim bu. | |
25:32 | B: Sanmıyorum demek istediğim |
bu değildi | |
25:34 | ki Krishnaji " dönüşüm" |
sözünü kullanıyor | |
25:36 | ama doğal olarak |
ondan özgür olamayız. | |
25:38 | K: Evet. O doğru. |
Bayım, neden bölüyorsununz, | |
25:42 | izninizle sorabilirmiyim |
toplumu ve beni? | |
25:46 | Toplum dışarda da olsa |
beni etkilen birşey olarak, | |
25:53 | beni şartlandıran, ama evebeynlerim, |
büyükbabalarım, ve devamı, | |
25:58 | geçmiş nesiller, |
o toplumu yaratmıştır, | |
26:01 | yani ben o toplumun parçasıyım. |
Ben toplumum. | |
26:05 | S: Peki, evet. |
K: Neden onu ayıralımki? | |
26:08 | S: Sanırım ayırımamızın sebebi |
26:11 | çeşitli tip toplumlar |
olmasıdır. | |
26:13 | Eğer İngiltere |
yeine Hindistan'da doğduysam, | |
26:16 | çok farklı bir |
şekilde yetişirdim... | |
26:19 | K: Şüphesiz. |
S: ... değişik davranış setiyle. | |
26:21 | S: Ve çünkü kendimizi |
yetişirken düşününebiliriz | |
26:25 | çeşitli değişik toplumlarda |
- ve onlarda farklı olacağımızı- | |
26:28 | işte bu yüzden düşüncede, sanırım |
bir fikrimiz var ki toplum ve ben | |
26:32 | tamamen aynı değiliz. |
Daima bir toplumda olacağız | |
26:35 | yada diğerinde, yani toplum bir bütün olarak |
tüm toplumlar birlikte alınırsa, | |
26:40 | sadece toplumun içinde |
var olurduk, | |
26:43 | ama özel bir |
toplumda | |
26:46 | doğum yada yatişmemiz |
bir raslantı fikridir. | |
26:49 | K: Ama o toplum bile bizim |
parçamızdır. | |
26:53 | S: Oh, evet. Demek istediğim |
toplumda yetişirken, | |
26:55 | bizim parçamız olur, |
ve bizde onun parçası oluruz. | |
26:57 | K: Ama, tartışmada |
bu fikri silmek istiyorum, | |
27:03 | bu toplumu benden |
ayırmayı. | |
27:08 | Ben toplumum, |
ben dünyayım! | |
27:11 | Ben bütün bu etkilerin, |
şartlanmaların sonucuyum, | |
27:15 | Doğu'da veya Batı'da olsun, |
yada Kuzey'de veya Güney'de, | |
27:18 | hepsi şartlanmanın parçasıdır. |
S: Evet. | |
27:21 | K: Öyleyse şartlanmaya |
saldırıyoruz, | |
27:23 | nerede doğduğunuza değil, |
Doğu yada Batı. | |
27:27 | S: Oh evet. Problem şartlanmanın |
her türlüsü olmalı, | |
27:30 | biyolojik şartlanmamız, |
toplumsal şartlanmamız. | |
27:33 | K: Bu doğru. |
S: Evet. | |
27:35 | K:Yani, kişisel olarak, kendimi toplumadan ayırmıyorum. Ben toplumum. |
27:41 | Toplumu kendi |
kuruntumdan, | |
27:44 | güvenlik arzumdan, |
27:46 | güç isteğimden, |
ve benzeri şeylerden yarattım. | |
27:49 | Hayvan gibi. Hepsi biyolojik |
mirastır. | |
27:55 | Ve benim bireysel |
aktivitem de | |
28:00 | bu toplumu |
yaratmıştır. | |
28:04 | Yani, soruyorumki |
o şekilde şartlanmışım- | |
28:07 | ondan kurtulmak mümkün müdür? |
Şartlanmasız olmak. | |
28:15 | Dersiniz ki imkanı yok, |
o zaman bitmiştir. | |
28:21 | S: Pekala, derim ki |
ilk önce imkanı yoktur | |
28:24 | bütün şartlanmalardan kurtulmanın. |
Demek istediğim, gerekirse açayım | |
28:27 | biyolojik, şartlanma kalbimi |
çalıştırandır... | |
28:30 | K: Ah, tamam... |
S: ... ciğerlerim çalışır, ve diğer hepsi. | |
28:32 | K: Onu kabul ediyorum. |
28:34 | S:Şimdi, soru bunu ne kadar |
ileri götüreceğinizdir? | |
28:37 | Gerekli |
şartlanma. | |
28:39 | K: Dr. Hidley diyorki |
- bütün mesele bu zaten- | |
28:42 | Psikolojik olarak acı çekmeye |
şartlanmışımdır. Öylemi, bayım? | |
28:48 | H: Evet. |
28:49 | K: Yoksa ilişkimde büyük bir |
çatışma yaşamk içi mi şartlandırıldım | |
28:55 | karımla, babamla |
artık herkimse. | |
28:59 | Ve diyorsunuz ki bunu |
ya iyice araştırıp | |
29:05 | ondan kurtuluruz |
yada değiştirip onu kabul ederiz. | |
29:10 | H: Doğru. |
29:12 | K: Şimdi, hangisi? |
Benim istediğim- | |
29:14 | bir psikolog olarak |
sürdürdüğğünüz? | |
29:21 | Eğer size bir soru olarak |
sorabilirsem. | |
29:23 | H: Evet. |
29:27 | Peki, sanırım genellikle yaklaşım |
onu değiştirmeye kalkışmaktır, | |
29:34 | hastaya yardım etmek için |
daha etkin çalıştırmaktır. | |
29:36 | K: Neden? |
29:42 | Umarım bu sorularımdan |
alınmıyorsunnuz. | |
29:45 | H: Hayır. Sanırım sebebin o kısmı |
dır ki | |
29:48 | biyolojik olarak |
görülmüş böylece onarılabilir sayılmış. | |
29:53 | Bir kişi belirli |
bir mizaçla doğar. | |
30:00 | Dürtüleri bir hayvan dürtüsüdür, |
ve sanırım | |
30:06 | çünkü terapistlere |
çok açık değilidr, | |
30:13 | sorun bir bütün olarak |
başa çıkılabilir, | |
30:20 | ama hususi olarak |
başa çıkılacağı aşikardır. | |
30:29 | K: Bir şey midir... Umarım arsız |
bir soru sormuyorum. | |
30:32 | H: Tamam. |
30:35 | K: Psikologlar bütüncül |
olarak düşünmezler mi? | |
30:45 | Bizim tek derdimiz |
bireysel sorunları çözmektir. | |
30:52 | H: Evet onların |
tek derdi budur. | |
30:55 | K: Yani, bu bakımdan insan |
acısını bir bütün olarak düşünmüyorlar. | |
30:59 | H: doğru. |
31:01 | K: Çok depresif olan X in |
özel acısını. | |
31:07 | H: Doğru. |
Özel sebepler yüzünden. | |
31:09 | K: Özel sebepler için. Depresyonun |
ne olduğunu sorgulamıyor, | |
31:13 | neden insan oğlunun bütün dünyada |
depresyonda olduğunu. | |
31:21 | H: Yada neden bir tek problemi takip |
edip hakkından gelmiyoruz. | |
31:25 | Bize gelen bu özel |
bireyle uğraşıyoruz. | |
31:29 | K: Buyüzden halen gerçekten |
söyleyebilirsem- yanılabilirim! | |
31:33 | H: Evet. |
31:35 | K: Özel acıyı vurguluyorsunuz, |
ve onu sürdürmeyi. | |
31:42 | H: Şimdi onun hakkında |
açık olabilirmiyiz? | |
31:45 | K: Size gelirim. |
H: Evet. | |
31:47 | K: Depresyondayım. |
H: Evet. | |
31:50 | K: bildiğiniz çeşitli |
nedenlerden. | |
31:53 | H: Evet. |
31:54 | K: Ve bana dersinizki, |
konuşarak, vs. | |
31:59 | - bilirsiniz, size gelmenin tüm meselesi |
ve bütün | |
32:03 | bana depresyonun bütün |
dünyada olduğunu söylersiniz. | |
32:13 | H: Eveti size onu demem. |
Depresifsiniz derim. | |
32:17 | K:Bana onu dediğiniz de, |
bu bireysel depresyonu | |
32:25 | kaldırmama |
yardım etmezsiniz. | |
32:29 | Buyüzden benim depresyonum |
sizinki olmaz. | |
32:33 | H: Evet. |
32:35 | K: O benimdir, ya bağrıma basarım yada |
yokolmasını isterim. | |
32:41 | H:Evet. |
32:42 | K: Demektir ki |
sadece kendimle ilgiliyimdir. | |
32:45 | H: Evet. |
K: Kendim- buna geri geldim. | |
32:48 | H: Kendinin |
32:50 | K: Benlik. |
H: Evet. | |
32:53 | K: Yani bana daha bencil olmak için |
yardım ediyorsunuz, eğer deyebilirsem... | |
32:58 | H: Evet. |
32:59 | K: Daha fazla ben-merkezli |
daha fazla kendi-odaklı. | |
33:06 | H: Benlik şartlarında |
yaklaşılmıştır, | |
33:11 | ama sanırım |
size yardım ediyorum | |
33:13 | daha az |
kendi-odaklılık | |
33:15 | çünkü depresyonda |
olmadığınız da | |
33:16 | kendi-odaklı olmanız |
gerekmez. | |
33:18 | Daha iyi hissedersiniz |
diğerleriyle daha yakınlaşırsınız. | |
33:22 | K: Ama tekrar |
oldukça yüzeysel bir seviyede. | |
33:26 | H: Demek istiyorumki |
bozulmamış benliği terkederek. | |
33:30 | K: Bozulmamış. |
H: YEs. | |
33:32 | B: Evet, pekala insanların genelde bunu |
kabul etmeyeceğini hissederim | |
33:36 | o benlik orade değilidr, |
sizin ifade ettiğiniz | |
33:39 | daha çok benlik |
önemsizdir. | |
33:40 | Ama daha doğrusu benliğin |
orada gerçekten olduğu varsayımı, | |
33:45 | ve gelişmelidir, |
ve derseniz ki... | |
33:48 | K: İşte bu, işte bu. |
33:49 | B: Ben-merkezciliğin |
belirli bi rdereceye kadar | |
33:51 | insanlar normal deyebiir. |
K: Evet bayım. | |
33:53 | B: Makul ölçüde tutulmalıdır, |
doğrumu? | |
33:55 | H: Doğru. |
33:57 | K: Bencilliği |
değiştirmek, öylemi? | |
34:02 | Bencillikle devam et |
ama yavaşça. Usulca. | |
34:05 | B: Sanırım, o zaman dediğiniz |
oldukça köktenci, | |
34:09 | çünkü çok az kişi |
ben berkezciliksizlikten | |
34:13 | zevk alacaktır. |
34:15 | K: İşte bu. |
34:19 | H: Evet bu doğru; |
zevklii bulunmaz. | |
34:22 | B: Belki çok azı, ama... |
H: Evet. | |
34:25 | Biyolojik nedenlerden ötürü |
problemin | |
34:29 | evrensel olmasıdan mı? Çünkü |
iligi bile gözkmüyor, gerçekten. | |
34:34 | B: Sanırım birçok insan |
şeyleri olduğu gibi hissediyor, | |
34:37 | tek yol o. |
H: Evet. | |
34:39 | K. Bunun anlamı statüko |
değişmiş statüko. | |
34:42 | B: Evet. |
S: Evet. | |
34:45 | K: Bana son derece |
gerçek dışı geliyor. | |
34:50 | B: Ama hissetmelisinki |
farklı olmak mümkün, görürsün, | |
34:53 | en azından, hissetmekten |
çok, ama bir yerde | |
34:56 | bunu demen için |
bir neden olmalı. | |
34:58 | K: diyorum ki! Ne? |
35:01 | B: Neden diğer insanlar hakkında |
çof farklı hissediyorsun. | |
35:04 | K: Evvela çok pratik |
geliyor. | |
35:09 | Yaşadığımız tarz |
hiç pratik değil. | |
35:13 | Savaşlar, silah biriktirmeler, |
tamamen elverişsiz. | |
35:17 | B: Ama o bir argüman olmamalı, |
çün insanlar derki, | |
35:19 | " Hepimiz onu anlıyoruz, |
ama bulunduğumuz yol budur, | |
35:22 | başka birşey |
mümkün değildir." | |
35:24 | Gördüğün gibi gerçekten |
nosyona meydan okuyorsun | |
35:26 | olduğumuz şey budur, |
yada olmak zorunda olduğumuz. | |
35:30 | K: Bunu pek izleyemiyorum. |
Neysek oyuz. | |
35:33 | B: İnsarlar derki |
bieyiz, ayrıyız, | |
35:37 | ve savaşıp |
onun en iyisini yapmalıyız. | |
35:40 | Ama sen farklı |
birşey söylüyorsun, | |
35:43 | onu kabul |
etmiyorsun. | |
35:45 | K: Tamam. Onu kabul etme, |
ama dinlermisin? | |
35:51 | Onu kabul etmeyen |
insanlar, | |
35:54 | zihinlerini onu bulmak |
için verecek lermi? | |
35:58 | doğrumu? |
H: doğru. | |
36:00 | K: Yoksa, "Lütfen sizi dinlemek |
istemiyoruz" mu diyecekler. | |
36:02 | Düşünmemiz gerekn budur-dııt. |
36:08 | Çoğu insanın yaptığı |
budur. | |
36:11 | H: Peki, bu soru genellikle |
olduğu gibi sorulmadı bile. | |
36:13 | K: Şüphesiz. |
36:20 | H: Neden benliğin, |
36:23 | bu bencil aktivitenin, |
gereksiz olduğunu sanıyorsunuz? | |
36:29 | K: Hayır, bayım, |
her şeyden önce, | |
36:32 | içinde olduğumuz koşulları |
kabul ediyormuyuz? | |
36:37 | Onu kabul edip, |
"Lütfen onu sadece değiştirebiliriz, | |
36:41 | ve asla |
değişmez." | |
36:45 | Kişi bu endişeden asla |
özgürleşemez, derin | |
36:50 | depresyondan; biraz değişitirir, |
daima, hayatın ızdırabından kurtulamaz. | |
36:56 | İzliyormusunuz? Bu içinden geçme süreci |
kişiye işkence eder. | |
37:01 | Bu normaldir, kabul |
edilmiştir. | |
37:04 | Hafiçe değişitir, daha sessiz |
yaşa ve benzeri. | |
37:09 | Eğer bunu kabul ederseniz |
aramızda hiç iletişim yoktur. | |
37:17 | Ama derseniz ki, şsrtlanmamı |
biliyorum, belki... | |
37:22 | ana söyle, kişinin bundan |
kurtulabileceğinin olur hakkında konuşalım. | |
37:26 | O zaman bir ilişkimiz olur, |
37:28 | ve birbirimizle |
iletşim kurarız. | |
37:31 | Ama üzgünüm der, kapıyı |
yüzüme kaparsanız, o zaman bitmiştir. | |
37:41 | S: Yani bazı insanlar vardır |
kabul eden,"Değiştiremeyiz deyen". | |
37:47 | Ama diğer insanlar da |
vardır, ve derimki, | |
37:49 | farklı dinlerin |
etkili liderleri | |
37:51 | dünyada aramızda olan, |
37:54 | ki onu değişirebiliriz demişlerdir; |
bunun ötesine bir yol vardır. | |
37:56 | K:Evet. |
37:58 | S: Şimdi, dinlerin geniş |
izleyici kitleleri olduğundan, | |
38:02 | ve doktrinleri |
genişçe yayıldığından, | |
38:05 | toplumuzuda gerçekten çok |
sayıda insan vardır, | |
38:07 | ve değişebileceğini sanan |
her toplumda da vardır. | |
38:12 | Çünkü bütün dinler |
o değişimin reçetesini tuutular, | |
38:15 | ve bu şartlanmanın ötesine |
gidişin. | |
38:17 | K: Evet. Ama bilmek isterimki |
"din" kelimesini kullandığınızda, | |
38:23 | organize |
din midir, | |
38:26 | otorite olan |
din midir, | |
38:30 | inanç,doğma,törenler |
ve bütün bunlar olan din midir? | |
38:36 | S: Peki... |
K: Yoksa : | |
38:44 | özgür olmanın |
olanaklı olup olmadığını | |
38:50 | bulmak için enerji toplamak |
anlamında din midir? | |
38:53 | Sorumu |
anladınız mı? | |
38:55 | S: Evet. Peki, sanırım ikinci, |
ama sanırım, eğer bakarsak, | |
39:02 | organize dinlerin tarihine |
ve onlarla olan kişilere, | |
39:05 | o kadar çokilham veren |
şeyin aslında | |
39:08 | ikinci tip din olduğunu görürüz, |
ki halen aynı çatıdadır, | |
39:12 | halen hayatta olandır, sanırım. |
Ama birşeyde vardırki | |
39:16 | ki sık sık çürümüş, |
itibarı azalmış, ve başka bir | |
39:20 | set doğmaya, şartlanmaya |
ve benzerine dönüşmüştür. | |
39:23 | Ancak sanırım bütün |
dinlerin gelenekleri | |
39:27 | sizn bu ikinci tip din dediğinizin |
konuştukları canlı kalmıştır, | |
39:31 | ve sanırım dünyanın |
büyük dinlerinin gücü | |
39:35 | o görüş olmuş, |
itibar kaybetmiş | |
39:39 | ve çeşitli yollarla |
azalmıştır. | |
39:41 | Ama bu görüş |
bun dinlerin hiçbirini terk etmemiştir, | |
39:43 | onunla halen olan insanlar vardır, |
sanırım, ona halen sahiptirler. | |
39:46 | Ve bu iç ışık |
onları halen devam ettirir, | |
39:48 | tekrar ve tekrar |
basit politik parçanın, | |
39:50 | ve geri kalanların. |
K: Bilirim, bilirim. | |
39:52 | Ama varsayalım benim gibi |
bir adam geleneği reddetsin. | |
40:01 | Gerçek hakkında söylenen |
her şeyi reddetsin, | |
40:09 | tanrı hakkında, herneyse o, |
diğer taraf. | |
40:12 | Bilmiyorum; diğerleri derki, |
"Evet, buna ona sahibiz". | |
40:17 | Yani, ben nasıl, bir insan oğlu olarak |
ki bunların hepsini reddeden | |
40:25 | - gelenek, vardır diyen |
insanlar, | |
40:29 | ve bütün o saçmalıkları |
söyleyen insanlar, | |
40:33 | biz bulduk deyen |
insanlar ve bunu gibi. | |
40:37 | Eğer hepsini silip atar ve |
dersenizki "Bak, bulmalıyım | |
40:43 | -bir birey olarak değil- |
40:49 | bu gerçek, yada bu |
saadet, bu ışık, | |
40:56 | ve bunların hiçbirine |
bağlı olmadan gelmek. | |
41:03 | Görüyorsunuz, eğer mesela |
Hinduizme demir atmışsam, | |
41:09 | onun bütün... |
yüzeyselliği ile değil, | |
41:13 | bütün törenleri ile ve |
batıllarıyla değil, | |
41:16 | eğer dinsel inanışlarına |
demirliysem Hindunun, | |
41:22 | yada gerçek Brahma'nın, daima |
demirliysem, ve çok ileriye gidebilirim | |
41:28 | ama oraya demirliyimdir. |
Özgürlük o değildir. | |
41:36 | Çünkü bunu keşfetmek için özgürlük |
olmalıdır, yada üstesinden gelinmelidir. | |
41:43 | S: Evet. |
41:44 | K: Bayım biraz |
ileri mi giitik? | |
41:47 | S: Hayır, o zaman |
geri döner ve derimki, peki, | |
41:52 | bütün geleneği reddeden adam |
olarak soruyu sordunuz. | |
41:56 | Dediniz ki, varsayalım |
ben herşeyi | |
41:58 | bütün geleneği |
reddeden bir adamım. | |
42:01 | O zaman derimki, peki, |
hangi nedenden ötürü | |
42:03 | böyle bütün geleneği |
reddediyorsun? | |
42:07 | H: İyi, bu vardığımız problemin |
bir parçası olarak görünüyor. | |
42:11 | Dedik ki insan |
biyolojik olarak şartlanmıştır | |
42:14 | ve soyal olarak ailesi tarafından. |
Gelenek onun bir parçasıdır. | |
42:19 | Dedik ki şimdi karşısında olduğumuz |
problem budur. | |
42:22 | İnsan için doğasını değiştirmek |
olanaklımıdır, | |
42:24 | yoksa bu problemlerle |
özel olarak mı ilgilenmeliyiz | |
42:28 | onlar belirdikçe? |
42:30 | S: Pekala, o içsel çekirdek için |
dediğim | |
42:32 | dünyanın bütün büyük |
dinlerinin bu değişimin olasılığı | |
42:35 | hakkında, isterse kurtuluş, |
yada özgürleşme, | |
42:39 | yada nirvana yada neyse |
dendiği bir görüşü vardır. | |
42:43 | Bu görüş vizyon vardır. |
42:45 | Şimdi, bu dinlerle ilgili |
daima insanlar olmuştur, | |
42:50 | bu görüşe sahip olan |
ve onu yaşayan; şimdi... | |
42:54 | K: Ah, pardon. |
Devam edin, pardon. | |
42:58 | S: Belki bütün dinleri kökten |
reddeden parçanız | |
43:00 | onu inkarı içerir. Ama |
eğer öyleyse, derim ki, neden? | |
43:04 | Neden bu kadar |
köktenci olalım inkar için... | |
43:07 | K:Ben gerçekten olup olmadığını |
sorarım - belki kutsala hürmetsizim, belki | |
43:17 | imasız, inanmayanım- |
43:21 | Merak ettiğim eğer |
belli organize bir inanca demirliysem, | |
43:28 | acaba başkasını |
bulabilirmiyim. | |
43:32 | Mesela bir |
Budist'sem, | |
43:38 | Buda'nın kurtarıcım |
olduğuna inanırım. | |
43:42 | Varsayalım, ona inanıyorum, |
43:44 | ve bana çocukluktan |
beri söylenmişse, | |
43:47 | ana babam Budist'se |
ve böylece... | |
43:51 | Ve o düşüncede |
güvenliği | |
43:57 | buldukça, |
44:01 | yada o inançta, |
o kişide, | |
44:06 | özgürlük yoktur. |
44:10 | S: Hayır, ama o çerçeveden |
daha öteye gitmeniz olasıdır, | |
44:13 | ondan başlayıp, |
ondan öteye gidebilirsiniz. | |
44:16 | K: O demektir ki, |
her şeyi silip atacağım. | |
44:20 | S: silip atmak demektir, |
ama arada bir fark vardır | |
44:24 | başlangıçtan onu |
nerde silip attığına bir yaklaşım... | |
44:26 | K: Başlangıçtan. |
Konuşuyorum. | |
44:28 | S: ... ve yaklaşım nerede başladığın |
ve ötesine gittiğin. | |
44:33 | K: Görüyorsunuz- bekle, bekle. Evet, |
biliyorum, bu iyice aşınmış bir argümandır. | |
44:44 | Önemli olan, bariyerleri |
başlangıçta yıkmaktır, | |
44:50 | sonda değil. |
44:56 | Ben bir Hindu'yum |
Hinduizm'in ne olduğunu görürüm | |
45:03 | - birçok batıl, bilirsiniz, |
ve geri kalnaın hepsi- | |
45:06 | ve onu sonlandırmak için |
neden yıllarımı vereyim, | |
45:10 | neden ilk günde |
bitirmeyim? | |
45:15 | S: Çünkü birçok büyük şeyi |
yeniden keşfettin | |
45:18 | ve yeniden icad ettin |
kendin için yapabileceğin | |
45:22 | daha çabuk içinden geçmek |
için eğer yapmadıysan. | |
45:25 | K: Hayır. Onu sorusu... |
45:29 | Ben yaşayan bir kadın yada erkekle |
ilişkide olan bir insanoğluyum. | |
45:33 | O ilişkide |
çelişkim var. | |
45:38 | Derki, din yada aydınlama |
konusuna girme, | |
45:42 | ve nirvanaya, |
ve geri kalana. | |
45:44 | Bu yaşamı dönüştür |
doğruca burada yaşa sonra kapı açılır. | |
45:53 | S: Evet, ama kesinlikle |
söylemek yapmaktan kolay değilmi? | |
45:59 | K: Bilirim.Bilirim söylemek yapmaktan |
kolaya, bu yüzden bulalım. | |
46:06 | İzin verin onunla, |
sizinle yada başkasıyla ono bulayım, | |
46:11 | bu dünyada çatışma |
olmadan nasıl yaşanır. | |
46:17 | Öylemi, bayım? |
46:18 | H: Sorduğumuz |
buydu. | |
46:20 | K: bulabilirmiyim, |
yoksa imkansız mı? | |
46:24 | H: Bilmiyoruz. |
46:26 | K: Hayır. Öyleyse |
başayalım- bilmiyoruz. | |
46:27 | H: Tamam. |
46:29 | K: Öyleyse onu |
sorgulayalım. | |
46:33 | Çünkü yaşamla ilişkim |
doğru değilse | |
46:42 | - doğru aktarmlarda |
şu anlık- | |
46:44 | bunun çok ötesinde |
birşeyi nasıl bulacağım? | |
46:50 | Zamanın, düşüncenin |
ölçümün ötesinde. | |
46:55 | Yapamam. |
46:57 | Aramızda doğru |
ilişkiyi kurana dek, | |
47:02 | ki o düzendir, en yüksek |
düzeni nasıl bulacağım? | |
47:09 | Öyleyse siznle başlamalıyım, |
onnunla değil. | |
47:13 | Bimem benimle |
berabermisiniz. | |
47:15 | S:Hayır, kolayca |
tartışabileceğinizi düşünürüm | |
47:17 | öteki yol hakkında. |
K: Şüphesiz, şüphesiz. | |
47:20 | S: Ona sahip olana kadar, |
bunu doğru yapamazsınız, | |
47:22 | çünkü insanlığın bütün tarihi |
gösterirki yanlızca başlamak... | |
47:25 | K: Ah. O zaman |
onu icad edersiniz. | |
47:30 | Mantıksal olmayan |
bir şeyi icat ettiniz, | |
47:34 | gerçek olmayabilen; |
belki sadece düşüncenin icadı, | |
47:39 | ve hayal ettiniz |
düzen olmasını | |
47:44 | ve o düzenin |
size doğru geçireceğini. | |
47:49 | Ve çok mantıksız, |
gerçekdışı görünüyor, | |
47:54 | oysa bu çok |
gerçekçidir. | |
47:57 | S: Ama mümkün mü? |
K: İşte bu. Haydi bulalım. | |
48:05 | S: Ama başlayacak argümanınızı |
tamamen çevirdiniz. | |
48:09 | Hastanın psikiyatrın ofisine |
gelerek başladı, | |
48:12 | ilişkisinin doğru |
olmasını isteyen, | |
48:15 | ilişkisinin bu bozuk |
durumdan çıkmasını | |
48:18 | ve çatışmanın çok daha |
kaldırılabilir bir şey olmasını. | |
48:21 | K:Bu yoldan emin değilim- |
beni affet doktor, eğer budalalık yapıyorsam | |
48:26 | meleklerin yürümekten |
korktuğu yerde, | |
48:33 | ben doğru yapı yapmadıklarını |
sorguluyorum. | |
48:36 | S: Ama tam şimdi dediğinizi |
yapıyorlar | |
48:38 | ilişki ile başlıyor, bu büyük sorulara |
gitmiyorlar. | |
48:41 | K: Ama ben gerçekten |
ilgilenip igilenmediklerini soruyorum | |
48:45 | insan oğluna doğru ilişkiyi |
getirmelerini, | |
48:49 | esasen, |
yüzeysel değil, | |
48:52 | kendilerini sadece |
güne göre ayarlıyorlar. | |
48:57 | H: Oraya dahil olan |
daha büyük soruları | |
49:01 | inkar ettiğinizi sanmıyorum, |
sadece diyorsunuzki çözümün | |
49:05 | nasıl olacağı hakkında |
fikirler icat etmemeliyiz. | |
49:07 | K: Evet. Size sorunumla |
gelirim: | |
49:14 | Başkasıyla yapamam, |
49:17 | yada korkunç |
depresyondayımdır, | |
49:20 | yada birşey |
haysiyetimi kırmıştır, | |
49:27 | rol yaparım. |
Size gelirim. | |
49:31 | "Bana daha onurlu ol" demekle |
ilgilisinizdir. | |
49:36 | H: Evet. |
49:37 | K: Ama geçek onurun ne olduğunu |
bulmadan. | |
49:44 | H: Burada gerçek onurun |
ne olduğu | |
49:47 | düşüncesini yaratma |
problemine girmiyormuyuz? | |
49:48 | K: Hayır. Bir fikir değil değil. |
Onursuzum. | |
49:51 | H: Evet. |
49:52 | K: siz sorgularsınız, neden onursuzsunuz? |
H:Evet | |
49:54 | K: Gidin...içine dalın onun., |
beni rahatsız edin. Pasifize etmeyin. | |
49:59 | H: Evet. |
50:01 | K: Bana biraz daha onurlu ol |
diyerek yardım etmeyin, | |
50:04 | yada biraz daha ondan |
bundan, ama beni sallayın | |
50:07 | böylece bende |
onurun ne olduğunu bulayım! | |
50:14 | H: Tamam, bu ... |
50:16 | K: Şartlanmamı kırabilirmiyim, |
hayatımdan, | |
50:21 | ana babamdam |
- herşyden. | |
50:24 | Beni rahatsız etmiyorsunuz. |
50:26 | H: Hayır, o ... |
K: İşte benim dedğim sadece bu. | |
50:29 | H: Sizi rahatsız ederim. |
K: Kısmen. | |
50:31 | H: Peki, ne... |
50:33 | K: Beni küçük ayarlamalara |
uymamam için rahatsız edin. | |
50:37 | H: Peki, haydi ona bakalım. |
K: Üzgünüm. | |
50:43 | H: Sizi küçük ayarlamalara |
uymak için rahatsız ederim. | |
50:47 | K: Evet. |
50:49 | K: "Bak, onursuzsuz, hadi |
buna eğilelim" demeyin. | |
50:53 | H: Onu diyorum. |
50:55 | K: Hayır, ama ona eğilmek |
tamamen onurludur. | |
50:59 | H: Peki, ne kadar |
derine gitmem gerek, | |
51:01 | ki sizi tamamen |
rahatsız edeyim? | |
51:03 | K: Evet. Yani siz bana deyin. |
Şimdi deyin, bayım. | |
51:08 | H: Tamam. Geldiniz, ve konuşmamızda |
dikkat ettk ki | |
51:13 | peşinde olduğunuz |
daima denediğiniz | |
51:17 | yaşamınızı bir bütün yapacak |
başka bir insanı bulmaktır. | |
51:22 | K: Evet. birine bağımlıyım. |
H: Evet, derinlemesine. | |
51:26 | K: Derinlemesine, |
H: Onu bilmiyorsun bile. | |
51:28 | K:Evet. |
51:30 | H: Öyleyse sizi rahatsız ederim. Ne olup |
bittiğini size söylerim, | |
51:32 | ve benimle yaptığınızı |
gösteriririm. | |
51:34 | K: Evet. |
51:35 | H: Onu kocanızla |
yaptığınızı gösteririm. | |
51:37 | K: Evet. |
51:38 | H: Şimdi, bu yeterince dern mi? |
K: Hayır. | |
51:41 | H: Neden? |
51:44 | K: Bana ne |
gösterdiniz | |
51:49 | Sözel bir resim... |
51:51 | H: Hayır, sözel değil. Sözel değil. |
K: Bekle, bekle. | |
51:53 | H: Tamam. |
51:55 | K: Sözel resim, |
bir argüman, | |
51:59 | bana onursuz olduğumu |
gösteren bir şey. | |
52:02 | Yada bana ne dediyseniz. |
Beni orada bırakırmı? | |
52:07 | H: Eğer sözel ise size kendiniz |
hakkında daha fazla bilgi verir. | |
52:09 | K: Hepsi bu. |
Kendim hakkında bilgi. | |
52:13 | H: Evet. |
K: Bilgi beni dönüştürür mü? | |
52:16 | H: Hayır. |
K: Hayır. Dikkatli olun bayım, dikkatli. | |
52:24 | O zaman neden |
size geldim? | |
52:27 | H: Pekala, size |
bilgi verebilirim diye değil. | |
52:32 | Geldiniz çünkü bir şekilde |
bazı cevaplarım olduğunu sandınız, | |
52:36 | çünkü diğerleri, |
çünkü toplum kurgulanmştır... | |
52:38 | K: Neden bana "Yaşlı adam |
kendin yap, bana bağımlı olma" demiyorsunuz. | |
52:45 | Ona dalaım. |
Bulalım, karıştıralım. | |
52:48 | H: Tamam, one söyleyim. |
Derim ki "kendi kendine içine dal". | |
52:52 | Ve siz bana dersiniz ki... |
K: Yapamam. | |
52:55 | H: Neden bahsettiğinizi |
bilmiyorum. | |
52:56 | K: Hepsi bu. |
H: Evet. | |
52:58 | K: Yani, kendim yapacaksam ve size bağımlı olmayacaksam nasıl yardım edersiniz bana? |
53:06 | Anladınız mı sorumu? |
H: Evet. | |
53:08 | K: Lütfen, sahnedeki |
tek aktör değilim. | |
53:21 | Bayım, bu gerçekten |
çok ciddi bir soru. | |
53:25 | Bana nasıl yardım edersiniz |
kendime derinlemesine girmem, | |
53:34 | anlayıp daha öteye gitmem için. |
Ne demek istediğimi biliyorsunuz? | |
53:39 | H: Hayır, ne demek istediğinizi |
izleyemedim. | |
53:41 | Anladığım, bana bağımlı olmadan |
derine gitmeniz için nasıl yardım ederim. | |
53:45 | K: Size bağımlı olmak istemem. |
Kimseye bağlı olmak istemem. | |
53:48 | H: Tamam. Onu yapmaya yardım edebilirim. |
Beraber keşfedebiliriz | |
53:53 | bana |
bağımlı olduğunuzu, | |
53:55 | ama bunun ne kadar |
derine gitmesi gerektiğini bilmiyorum. | |
53:59 | K: Yani bağımsızlığı |
sorguluyorsunuz. | |
54:02 | H: Tamam. |
K: Neden bağımlıyım? | |
54:05 | Güvenlik. |
H: Evet. | |
54:08 | K: Güvenlik nerede? |
Güvenlik diye birşey varmı? | |
54:15 | H: Peki, be deenyimlerim |
büyürken vardı | |
54:19 | bana güvenliğin |
ne olduğunu öğretti. | |
54:21 | K: Evet, ki o nedir? |
Tasarlanmış bir düşünce. | |
54:24 | H: Evet. |
K: bir prensip. | |
54:26 | H: Evet. |
K: Bir inanç, bir iman. | |
54:28 | bir doğma, yada ideal, |
ki hepsi benim tarafımdan tasarlanmış, | |
54:34 | yada sizin, onları kabul ederim. |
Ama gereçk değildirler. | |
54:41 | H: Tamam. |
K: Öyleyse onları uzağa itebilir miyim? | |
54:47 | H: Evet. Ve o zaman |
depresif olmazsınız. | |
54:50 | K: Ah! Bağımlıyım ve |
o yüzden kızarım, | |
54:57 | kıskançca, ve bütün geri kalanıyım. |
O bağımlılık beni tutkun yapar, | |
55:04 | ve o tutkunlukta daha çok |
korku, daha çok endişe vardır, | |
55:07 | daha çok ...- izilyormusunuz? |
H: Evet. | |
55:09 | K: Öyleyse bana özgür olmam yada |
gerçek güvenliği bulmam için yardım edermisin? | |
55:20 | Derinde duran bir güvenlik |
varmıdır? | |
55:24 | Mobilyada değil, |
evde değil, | |
55:27 | karımda değil, |
yada bir fikirde değil | |
55:30 | - derinde bulmak eğer komple |
güvenlik denen birşey varsa. | |
55:37 | Pardon, bütün bunları |
alıyorum! | |
55:44 | H: Yani varsayıyorsun ki |
basitçe bunun üzerinde sizle çalışırsam, | |
55:48 | ve bağımlı olduğunuzu |
anlarsınız, | |
55:51 | ki oda çok |
yeterli değildir, | |
55:52 | çünkü duran güvenliği |
keşfedemeyeceksiniz. | |
55:55 | K: Hayır. Çünkü |
tüm istediğim o. | |
56:00 | Bu evde güvenliği |
aradım, | |
56:02 | ve bulamadım, |
güvenlik yoktu. | |
56:04 | Güvenliği karımda |
aradım, | |
56:07 | hiç yoktu; |
başka bir kadına gittim, | |
56:10 | orada da hiç yoktu. |
Sonra güvenliği bir klisede buldum, | |
56:14 | tanrıda, inançta, imanda, |
başka sembollerde. | |
56:21 | Ne olduğunu görüyormusunuz? |
Tamamen haricileşiyorsunuz, | |
56:24 | eğe o sözü kullanabilirsem, |
56:27 | bana güvenliği güvenlik olmayan |
şeylerde vermek | |
56:31 | - uluslarda, |
ve bütün geri kalnında. | |
56:34 | Bize yardım edebilirmisiniz |
bulmak | |
56:41 | sallanmayan komple |
güvenliği bulmak için? | |
56:47 | S: Bizim en temel ihtiyacımızın |
dürtü olan | |
56:50 | aktiviteler olduğunnu mu varsayıyorsunuz? |
K: Sanırım öyle. | |
56:58 | S: Yani gerçekten |
temel bir soru | |
57:00 | bu anlamda |
duran | |
57:04 | yıkılmaz güvenlik imkanlımıdır. |
K: Evet. Evet. | |
57:07 | Çünkü ona bir kere sahip |
oldunuz mu bir daha problem olmaz. | |
57:15 | H: Ama bu açık değil, çünkü o |
zaman birey ona ship mi? | |
57:22 | K: Hayır. Birey asla |
o güvenliğe sahip olmaz. | |
57:29 | Çünkü o daima |
kendisi bölücüdür. | |